Yönetmen, senarist ve görüntü yönetmeni Cem Demirer’in ilk uzun metrajlı filmi Mendirek, Bozcaada’nın eşsiz atmosferi eşliğinde, karakterlerinin ruh halleriyle denizin kestirilemez suları arasında güçlü bağlar kuruyor. İki balıkçı kuzenin hikayesini merkezine alan, gerilimin sürekli tırmandığı filmle ilgili Cem Demirer, “Adanın izole yapısı filmi psikolojik bir gerilime dönüştürdü. Karakterin oraya ve kendi içine hapsolmuşluğu etkiliydi” diyor.
Özellikle su altı sahneleriyle dikkat çeken filmde, mekan ve karakterlerin psikolojik uyumu konusunda da yönetmen şunları ekliyor: “Deniz zaten bir bilinmezlikle; organik olarak bir boğulma ve karanlıkla geliyor.” Kurgusunu Julien Testa’nın yaptığı, başrollerini Barış Yılmaz Gündüz ve Alihan Kaya’nın paylaştığı filmin görüntü yönetmenliğini Sebastian Lojo, yapımcılığını ise Eda Çarıkçı ve Remi İtani üstleniyor. Ana karakterler dışında tüm karakterlerin ada halkı ve gerçek balıkçılardan oluşması da filmi daha ilgi çekici kılıyor.
Mendirek, Bozcaada’da yaşayan iki balıkçı kuzenin yüzleşemedikleri karakterlerini, saklanan bir sırrı ve kuzenlerden birinin giderek paranoyak bir hal almasını konu ediniyor. Kendine güven problemleri yaşayan genç balıkçı Aslan, dalış yaparken son derece nadir ve değerli görülen bir ıstakoz mağarası buluyor. Bu sırrı kimseyle paylaşmayan Aslan’a dair kuzeni Yılmaz’ın şüpheleri gitgide artarken, iki adamın karanlık tarafları da gün yüzüne çıkmaya başlıyor. İki kuzenin birbirine zıt gözüken karakterleri ve bir o kadar da benzeşen yalnızlıklarıyla şekillenen hikaye, Yılmaz’ın içine düştüğü paranoyayla birlikte gerçeklik algısının kırılmasıyla ilginç bir hal alıyor.
;){kind=link}
Yorumlar (0)