Tan Taşçı, "Emre Yücelen Şan Dersi" YouTube kanalındaki "Emre Yücelen ile Stüdyo Podcast" programına konuk oldu.
Yaklaşık 5 yıldır Muğla'da yaşayan, tüm üretim alanını da Bodrum'a taşıyan Taşçı, stüdyosunda müzisyen, yorumcu ve vokal koç
Emre Yücelen'i ağırladı. Yedi yıl aradan sonra tekrar bir araya gelen Taşçı ve Yücelen'in müzik, sektör ve günümüz dünyası üzerine yaptıkları
keyifli sohbette Taşçı ve Yücelen, müzik dünyasındaki değişimlerden sanatçının toplumdaki rolüne, görsellik ve müziğin dengesinden genç müzisyenlerin desteklenmesine kadar birçok önemli konuya değindi.
MÜZİK DÜNYASI DEĞİŞİYOR, SANATÇININ SORUMLULUĞU ARTIYOR
Müzik dünyasında büyük değişimler yaşandığını vurgulayan Tan Taşçı, sanatçının yalnızca müzik yapmakla kalmaması gerektiğini belirterek, “Son dönemde beğenmediğimiz her şeyde bizim de bir sorumluluğumuz var mı diye düşünmeliyiz. Sanatçılar geçmişten günümüze yön veren, görme şekilleri farklı olan insanlar, bu insanların toplumsal konumlandırmada önderlik avantajı oluyor. Buradan yola çıkarak sistemdeki olaylara duyarsız kalmak mümkün değil. Antropologlar müziğin toplumu bir arada tutan bir araç olduğunu keşfetmiş, biz de bu bilinçle hareket etmeliyiz” dedi.
SANATÇININ TEMEL ÖZELLİĞİ ÖZGÜNLÜKTÜR
Özgünlüğün bir sanatçının en önemli özelliği olduğunu vurgulayan Taşçı, sanatın taklit edilemez bir alan olduğunu belirtti. Türkiye'nin en özgün sanatçılarından Barış Manço'ya hayranlığını da dile getiren Taşçı; "Stadyum konserine götürmüştü annem. Bembeyazdı kostümü. O konseri hiç unutmuyorum. Biz Barış Abi'den çok şey öğrendik. Çok özel adamlardı. Türküleri ve Türklüğü Barış Manço’dan öğrendik mesela. Dünya'yı gezerek nereden gelip-gittiğimizi gösterdi. Sadece müzisyen şarkıcı olmuyor işte, gerçek bir sanatçının topluma verecek başka hediyeleri de oluyor işte.” diyerek köklü sanatçıların sanat dünyasındaki yerini hatırlattı.
MÜZİĞİN ÖNÜNE GÖRSELLİK VE ŞOV GEÇMEMELİ
Görsellik ve sahne şovlarının müziğin ruhunun önüne geçmesini istemediğini belirten Tan Taşçı, “Müziğim benim anlatmak istediğim şeyin önüne geçmemeli. Görsellik elbette önemli ama her şeyin özü müzik olmalı” ifadelerini kullandı.
ŞARKILARDAKİ KÜFÜR VE PORNOGRAFİK İÇERİKLER NORMALLEŞİYOR
Müzikte kullanılan küfür ve pornografik imgelerin artık dinleyicileri rahatsız etmemeye başladığını söyleyen sanatçı, “Müzik yokken dinleyemeyeceğin küfürleri, müzik varken dinleyebiliyorsun ve zamanla bu seni rahatsız etmemeye başlıyor. Bu da müziğin algıyı nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Biraz ağzında kötü kelime kullanan sanatçıya deli deyip geçiyoruz. Hayır o deli değil ahlaksız. Türk toplumunda anne kutsaldır. Ağza alınmayacak sözleri sahneye taşımak olmaz. Ahlaklı olsa zaten kaşımızla başımızla uğraşmak zorunda kalmayacağız. İçimiz iyi ve her şey güzel olacak.” dedi.
SANATTA ÇOCUKLARIN ETKİSİ BÜYÜK, SOSYAL MEDYA KULLANIMI SINIRLANMALI
Sanatçıların popülerlik sıralamalarının büyük ölçüde internete erişimi kolay olan çocuklar tarafından belirlendiğini ifade eden Taşçı, bu durumun müziğin niteliği üzerinde etkili olduğunu söyledi. “Çocukların belli bir yaşa kadar sosyal medya kullanması yasaklanmalı. Bugün en çok dinlenen şarkı adam kafasına karpuz koyup şarkı söyledi diye en çok izlenen video oluyorsa burada bir yanlış var. Çocuklarımızı da korumak için bunu yapmalıyız.” diyerek dijital dünyanın kontrolsüz etkilerine dikkat çekti.
MÜZİK KARİYERİM 2000 YILINDA BAŞLADI
Kariyerine 2000 yılında başladığını belirten sanatçı, ilk beş yılını piyasayı tanımaya ayırdığını ve sonrasında müzik sektöründe var olma mücadelesi verdiğini ifade etti. “Müzik dünyasında kalıcı olmak zor, mücadele içinde çalıştık. Sesini korumak bile bir mesele. Sigara yasağı geldi, benim şarkı söyleme şeklim değişti. Deneyim hepsi. Benim derdim müziğin sadece böyle yerlerde yapılmadığını, iyi müziğin, müzisyenlerin yerini bulacağını göstermek.” diyerek yolculuğunu özetledi.
GENÇ MÜZİSYENLERE DAHA FAZLA FIRSAT SUNULMALI
Yeni müzisyenlerin kendilerini gösterebileceği alanların artırılması gerektiğini söyleyen Tan Taşçı, yurtdışında genç sanatçılar için düzenlenen yarışmalara dikkat çekerek, “Belediyeler, genç müzisyenlerin sahneye çıkabileceği alanlar yaratabilir. Sahneleri hazır olur. Bir görevli takvimi koordine eder ve bu iş olur. Türkiye’de de yeni yeteneklerin keşfedilmesi için daha fazla imkan sağlanmalı. Sırada bekleyen çok yetenekli çocuklar var. Onları ortaya çıkarmalıyız.” dedi.
Yorumlar (0)