“Popüler Kültür” içerisinde var olduğumuzu sanırken yok olmak…

Aslında popüler kültür, insanların yaşam tarzını oluşturması ve bunu benliğine oturtması yönünden etkili yol… Geniş bir skalaya sahip olankültürdenilen soyut kavramın, çokça dalından biri olan popüler kültür; hayatımızı şekillendirmemiz konusunda bilinçaltımızı,bizler hiç de farkında olmadan esir alıyor.Bahsettiğimiz bu soyut esaretin hayatımıza sızma aracı ise medyadır.

Daha önceleri nispeten gazeteler, radyolar, televizyonlar ile sınırlayabildiğimiz medyanın artık o kadar çok uzvu var ve o kadar çok her yönümüzden bizi çevreliyor ki; işte fark etmeden esiri olduğumuz bağımlılık tam da bu noktada başlıyor… Kitle iletişim araçları elbette tüm insanlık için, dünyanın dönüyor olabilmesi kadar gerekli. Eğer icatlarından yoksun olsaydık; bu kocaman dünyanın nerede ve nasıl döndüğünden haberimiz dahi olmazdı değil mi?

Günün sonunda,kitle kültürü ve kitle iletişiminin ayrılması özünde imkânsız bir olgudur.

Günlük hayatımıza değen en basit eylemlerin, aslında hayatımıza nasıl dahil olduğunun temeli tam olarak da bu. Çünkü en küçük kitle iletişim aracının içerisine kocaman bir dünya sığdırarak; her geçen gün yeni bir şey keşfetmemizi sağlıyorlar. Yüz yıllık makarnanın dahi milyonlarca pişirme şekli olduğunu öğrenmemizden tutun da, makyajla nasıl hiç olmadığımız birine nasıl dönüşebileceğimize kadar… Elbette daha burada sayamadığımız, ama sizlerin de gün içerisinde defalarca kez karşısına çıkan nice örnek var. Peki, düşündünüz mü ne kadarı gerekli? Bu devasa enformasyon dünyasında, asıl bilgi gereksiz detaylardan arındırılmış olan ve bizleri amiyane tabirle bir tık öteye götüren değil midir?

İnsanın kendini yenileme, geliştirme ve değiştirme dürtüsü tabii ki doğal bir gereksinimdir. Fakat popüler kültürün yansımasına bağlı dejenerasyonauğramamak için de sorgulamak, asıl gerekliliktir. Farkındalık düzeyimizi kontrol altına almayı başardığımızda, neyi tükettiğimizin de farkına varmış oluruz. Eğer bunu başaramazsak da; tüketiciler olarak bizlerin yenilenerek dönüşümü, popüler kültürdeki tüketim zorunluluğunu devamlı kılar.

Bilinçaltınıza işlenmeye çalışan mesajların, aklımızda yer sahibi olabilecek kadar gerekli ve değerli olup olmadığını sorgulamak gerekiyor. Çünkü sorgulanmadan kabullenilen her fikir, her eylem ve her his dönüp dolaşıp zihnimizi kocaman bir mezbeleliğe çevirebiliyor.

Buna müsaade etmek de bizlerin elinde, daha doğru tabirle bizlerin aklında.

Aklımızda olsun…