Okuyuculara ‘İnsanların yalan söyleyip söylemediklerini, hırsız olup olmadıklarını yüzlerinden okuyabildiğinizi düşünün. Kıskançlık, kibir, cimrilik gibi olumsuz karakter özelliklerinin renkli lekeler şeklinde suratlarda belirdiğini farz edin. Bunu da gören sadece siz olun. Nasıl bir hayat olurdu acaba? Ya da herkesin, kendisi dışında olan bu lekeleri gördüğünü hayal edin. Kendinizde leke görmediğinizde siz ne yaptığınızı kim olduğunuzu bilmez misiniz? Tertemiz değilseniz siz nesiniz? “ sorularını soran Anter, hikayenin başkarakteri Nasip üzerinden işlediği ruhsal bir yolculukla okuyucuyu kendi iç sesini keşfe davet ediyor.
“İÇ SES RUHUN FERYADIDIR”
Eddi Anter, kitabın arka kapağında “Kimi insan rahatlıkla ahkâm keserken yapılmamalı dediği şeyi gizlice kendisi yapar. Kendisine dürüst değildir, sanır ki onu gören olmaz. Sana gözlerini Veren seni Görmez mi sanırsın? Kendi hata ve günahıyla saklambaç oynayıp başkasınınkiyle yakar top oynayanlardan sakın kendini! Başkarakter Nasip, farklı ülkelerin değişik makamlarında, bilge kişilerle, hayatını ve varlığını sorgularken, herkesin Karanlıkta Yürüyen Yabancılar olduğu bu masalda senin için Işık’ta yürüyen bir tanıdık olacak” ifadelerini kullanıyor.
Zihin oyunlarından uzak durmayı tavsiye ediyor
Yazar, insanın sezgilerine güvenmesinin önemini vurgulayarak” İç ses Öz’ün sesidir, ruhun feryadıdır. Zihnin sesiyse akıl oyunlarıdır. Düşünmek yerine içgüdü ve sezgileri kullanmayı becerebilseydik yaşadığımız hayatlar da farklı bir şekil alırdı” cümleleriyle herkese zihin oyunlarından uzak durmalarını tavsiye ediyor.
Anter’in ‘Karanlıkta Yürüyen Yabancı’ adlı kitabı D&R ve tüm diğer kitapevlerinde.
;){kind=link}
Yorumlar (0)