Reflü hastalığını hangi gıdalar tetikler?

Toplumuzda yaygın olarak görülen reflü çocukluktan itibaren kendini gösterebilen ve yaşamı olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Son yıllarda geliştiren laporoskopik cerrahi girişimler reflü hastalarının yüzünü güldürüyor. Konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar anlattı

Reflü hastalığını hangi gıdalar tetikler?

Reflü hastalığının nasıl oluştuğuna değinen Op. Dr. Fatih Kar,” Reflü mide içinde asidin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Geri kaçan asit yemek borusunda ve çevresinde birtakım tahribatlara neden olur ve buna bağlı şikayetler ortaya çıkar. Reflüde pek çok şikayeti bir arada da görebiliriz bu şikayetlerden sadece birini ya da birkaç tanesini de görebiliriz. Başlıca şikayetler göğüs ağrısı, göğüs yanması, ağza acı su gelmesi, göğüste sıkışma ve baskı hissi, ses kısıklığı, gıcık tarzında kronik öksürük, sırtın ortasına doğru vuran ağrı şeklinde görülebilir. Reflü gecenin bir vakti çok hızlı bir şekilde gelen göğüs ağrısı ile de belirti verdiği ve dönem dönem kalpte ritm bozukluğuna da neden olabildiği için kalp krizi ile karıştırılabilir” dedi.

Reflüyü tetikleyen gıdalar neler?

Yanlış beslenmenin reflü üzerindeki olumsuz etkisine değinen Kar,” Reflü stresli işlerde çalışanlar, yoğun kahve çay tüketimi olanlar, sigara kullananlar, egzersiz yapmayanlar ve geç saatlerde yemek yeme alışkanlığı olanları daha çok tehdit ediyor. Midede reflüyü tetikleyebilecek gıdalar arasında çiğ salata, soğan, sarımsak, acı pul biber, turşu, portakal, greyfurt var. Bunların özellikle geç saatlerde tüketilmelerini reflü hastalarına kesinlikle önermiyoruz. Öte yandan reflü hastalarında gece uyku şekli de çok önemli. Kişi uyuduğu zaman aldığı yatay pozisyon yemek borusu ile mide arasındaki açının düzleşmesine neden olur. Uyku esnasında ayrıca mide asidinin salgılanması daha fazla görülmektedir. Bu yüzden reflü problemleri genelde gece daha da şiddetlenmektedir” şeklinde konuştu.

Cerrahiyi gündeme getirmek gerekir

Reflüde cerrahi tedavilere de değinen Op. Dr. Fatih Kar, "Medikal tedavi önerilen hastalarda erken yaş çok önemli bir faktör. Şöyle ki, 25 yaşındaki bir hasta devamlı bir mide ilacı kullanmak zorunda kalabilir. Hastaların ortalama ömrünü 80 olarak düşünürsek 50-60 sene ilaca mahkum bırakmak doğru bir davranış değil. Bu gibi durumlarda ameliyat gündeme gelebiliyor. Çünkü uzun dönem ilaç kullanımı mide emilimini bozabildiği gibi kalsiyum, demir eksikliklerine de neden olabiliyor. Buna bağlı kemik problemleri ve kansızlık gibi sorunlar baş gösterebiliyor. Eğer kısa süreli ilaç kullanımları, yaşam şekli, beslenme ve egzersizle problemler giderilebiliyorsa başka bir tedaviye gerek görülmez. Ancak tüm bunlara rağmen şikayetler geçmez, göğüs sıkışması, ses kısıklığı gibi şikayetlerle beraber reflü krizleri de artarsa o zaman cerrahiyi gündeme getirmek gerekir" dedi.

Bu haber SNOB MAGAZİN tarafından hazırlanmış olup Editörler tarafından hazırlanarak servis edilmiştir. Bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekli ile servis edilmektedir. Bu nedenle haberin farklı kanyaklarda değiştirilerek yayınlanması SNOB MAGAZİN sorumluluğunda değildir. Kaynak göstermeden haber ve görsel alınması yasaktır.
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış