
Nevzat Tarhan, "Neslican Tay kızımız çok çile çekti ama ümidini kaybetmedi. Ölümle yüzleşebilseydi ölüm bilincine sahip olsaydı, seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılmasaydı dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm" ifadelerini kullandı.

Açıklamalarını sürdüren Tarhan, "Neslican Tay kızımızın acısı herkesi etkilemişti. Bu vesile ile hastalığı düşman değil bir eğitmen gibi görme bakışı sağlamak istemiştim. Ölüm bilinci herkese lazım, ancak önyargılara dokunmuşum" dedi.

Mindfulness bir bilinçli farkındalık tekniğidir diyen Tarhan, "Stresten kaçmak yerine yüzleşerek yönetmeyi öğretir. Deneyimden kaçmak yerine ders çıkarmayı, gözlemlemeyi ve 'şimdi burada!' diyebilmeyi öğretir. Bilim acı ilaçtır" ifadelerini kullandı.

Tarhan, "Mindfulness tedavi tekniğinde hastalık düşman gibi görülmez, akan hayat selinde tıp denilen kütüğe sarılıp inandığı yüksek değerlere güvenip yol alma önerilir. Travmanın acısı azalır, sekülarizm ölüm yok gibi yaşamaktır. Merhume Neslican Tay gibi düşünmeyi sorgulatmak istedim" dedi.

Ünlü rektör, "Genç ölümler insanı çok etkiliyor. Ölüm ve hastalık düşmanımız değil öğretmenimdir” diyerek sözlerini noktaladı.

Öte yandan İnsan hakları savunucusu hukukçu Kerem Altıparmak, "Nevzat Tarhan bir hekim ve kapısını inançsız biri de aynı koşullarda çalabilir. O zaman ne yapacak?" diye sordu.

Neslican Tay, dün Rize'de toprağa verildi.
Yorumlar (0)