Snob Magazin'in haberine göre; Son görüntüsünü sevenleriyle paylaşan Burak Akkul, şu ifadeleri kullandı: "Ben 20 gün entübe kaldım. Ama bir tedavi diğerine örnek olamaz, her DNA, her vücut farklıdır. Yoğun bakımı, uyandırılma sürecimdeki üç günde hatırlıyorum. 5-8 Nisan arası... İlaç etkisi azaldıkça bende ne sanrılar ne sanrılar.
'İZMİR'İN SERİN SULARINA ATACAKLAR'
Kaldığım hastane, organlarını çıkarıp satan bir klinikmiş... Benden katakulliyle imza almışlar, ben de orada kime ciğerimi kime retinamı verecekler, sıramı bekliyormuşum. İtaat etmezsem de beni (nedense) İzmir’in serin sularına atacaklar.
'BİR ARA PES ETTİM'
Sürekli de dışarıya beni arayanlara bağırıyorum; “Cihaat Cenk Sedaa kurtarın beni!1.katta Nurse Station tabelasının arkasındayım, çift taraflı ayna olabilir, kırın alın beni buradaan”... Bi ara pes ettim. Karanlığa gözlerimi yumdum “tamam çıkarın kalbimi” dedim.. Bir kadın ağladı “ben vazgeçtim” dedi.
Bekledim, bekledim, benden önce 7 kalp çıkarıp kutulamışlardı (sesleri) Bana gelince, durdular.. Almadılar.. Ve uyandım. Odaya çıkardılar, elim ayağım tutmuyor, 8 Nisan gecesi olmuş, nöbetçi doktorun yardımıyla Seda’yı aradım, ağladık, uçtu geldi. 5 gün odada, serum, kontroller... Ve ev!

Üç saat aynı pozisyonda dizi izlediniz. Kalkarken her yeriniz tutular, bacaklarınız boşalır... Bunu 20 günle çarpın. Kaslarım tutuk, zayıf. Küçük küçük yürüyerek güçleniyorum. Ve tabi eşim Seda Akkul'un leziz yemekleriyle... Evde hayat böyle geçiyor.

Serumlardan hortumlardan sonra en az bir hafta tatsız geliyor herşey. “Yediğim içtiğim hep covid” diyordum. Önce yumuşak sonra daha sert şeyler yiyeceksiniz; tat alma duyunuz da bu sürede, en geç 10 güne normalleşir.

Seda (Akkul) yakın zamanda bir düşük yaşadığı için, plazma bağışına uygun değil. Benimse, kaslarından 17 kilo veren biri olarak vücudum zayıf ve tehlikelere açık. Doktorlar şimdilik uygun bulmuyor. Hastane takipte merak etmeyin. Çok Gezenti'nin yeni bölümlerini çekmemiz bu dünya şartlarında bu sene zor. "
Yorumlar (0)