Uzman Psikolog ve yazar Gökhan Çınar’ın sunduğu Katarsis programının yeni bölüm konuğu Türk sinemasının önemli oyuncularından Halil Ergün oldu. Ergün kırmızı koltukta hayat hikayesini, kariyerini, cezaevi dönemini içtenlikle anlattı. Psikoloji alanında yaptığı çalışmaların yanı sıra medya ve yeni medyada psikolojik içeriklerle toplumsal yaralara da parmak basan, gösterileriyle binlerce kişiyle ‘dertleşen’ Uzman Psikolog Gökhan Çınar’ın sunduğu Katarsis her hafta konukların bilinmeyenlerini, çarpıcı hayat hikayelerini ele almaya devam ediyor.
Gökhan Çınar, Katarsis koltuğunda bu hafta 79 yaşındaki usta oyuncu Halil Ergün’ü ağırladı. Ergün, programın başında “Hayatımda hiç pişmanlık yaşamadım, en sert acıları yaşadığım zamanlarda bile yaşama sevincimi ertelemedim.” cümlesini kurdu.
Halil Ergün, evinin müze olmasıyla ilgili hayalinden bahsederken şunları ekledi: “Benden geriye kalan bir kütüphane kurmak, aynı zamanda resim tutkunuyum bir resim müzesi yapmak ve hayatımdan belirli izlerin, bana ait eşyaların olduğu bir müze isterim.” Ergün, Yaprak Dökümü dönemini şu sözlerle anlattı: “Sokakta yürüyemeyen bir insan haline gelmiştim, insanlar gördüğünde hala çığlık atıyorlar. Yaprak Dökümü gelince ilk ürktüm biraz sonrasında ikna ettiler beni. Halkın her kesimi oradan bir parça buldu, iyi ki oynamışız.”
İki kere cezaevine giren Ergün, iki buçuk sene kaldığı dönemi anlatırken, “Hırsız değildik, pislik değildik sadece genç, Mustafa Kemal’in çocuklarıydık. Ben hiç siyasetçi olmadım ama hayat siyasettir” dedi. Ergün, programda Yeşilçam dönemini anlatırken “Ben Yeşilçam’lıyım diyorum, sanat kokusu artık yok. Sanatçılık başka bir şey artist olmak başka bir şey” dedi.