Hülya Koçyiğit oyunculuğun yalnızca duygu değil aynı zamanda teknik bir süreç olduğuna dikkat çekti
Hülya Koçyiğit oyunculuğun yalnızca duygu değil aynı zamanda teknik bir süreç olduğuna dikkat çekti. İşte detaylar...
Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) öğrencilerle bir araya geldi. ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Amfisi’nde, ODTÜ öğrencisi Cem Akkayalı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşi büyük ilgi gördü. Koçyiğit, sahneye Samanyolu filminin unutulmaz müziği eşliğinde çıktı ve öğrenciler tarafından coşkuyla karşılandı.
Etkinliğe ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil de katıldı. Sıcak ve samimi bir atmosferde gerçekleşen buluşmada Koçyiğit, Türk sinemasına damga vuran kariyer yolculuğunu, oyunculuk serüveninde karşılaştığı zorlukları, canlandırdığı yüzlerce karakterin kendisindeki yerini ve sinemaya bakışını paylaştı.
Konuşmasında Türk sinemasına kimlik kazandıran yönetmenlerle çalışmanın kendisi için büyük bir şans olduğunun altını çizen Koçyiğit, kendi film şirketini kurma sürecini paylaştı: “Sinemanın çok kan kaybettiği yıllardı. Bu nedenle bir film şirketi kurmaya karar verdim. Gülşah film pek çok film üretti. Bu bir cesaretti, karşılık bulmayabilirdi ama hem izlendi hem de ödüllendirildi. Bu yüzden çok mutluyum.”
“Sev Kardeşim” filmi üzerine konuşan sanatçı, o dönemin mahalle kültürüne duyduğu özlemi aktardı: “Mahalle dayanışması, insanların yardımlaşması, birlikte gülüp ağlaması…O günlere elbette özlem duyuyorum. O filmleri bize sevdiren de o sıcaklık, karakterler ve dayanışma ruhuydu.” dedi.
Koçyiğit, “Derman” filminin hayatındaki özel yerinden bahsederken Türk toplumunda ailenin önemine vurgu yaptı. Ayrıca Türkiye’de kadın olmanın geçmişte ne kadar zorlu olduğuna değinerek, “Uzun yıllar Türkiye’de kadın olmak, toplumun içinde var olabilmek büyük gayret isteyen bir çabaydı. ‘Kadın çalışamaz, kadın evinde oturur’ gibi bir anlayış hakimdi. Kadınlar eğitim hayatına katılıp meslek edindikçe giderek eşitlik sağlanmaya başladı.” dedi.
Oyunculuğun yalnızca duygu değil aynı zamanda teknik bir süreç olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, “Bu işin yüzde 50’si duyguysa yüzde 50’si tekniktir. Ne kadar çok insan tanırsanız, okur ve izlerseniz oyunculuk haneniz o kadar zenginleşir.” sözleriyle deneyimlerini paylaştı.
Türk sinemasının son yıllarda yaşadığı dönüşüme değinen sanatçı, filmlerin salonlarda kendine yer bulmakta zorlandığını söylerken, eğitimli ve yetenekli yönetmenlerin varlığına dikkat çekti.
Kızıyla birlikte çektiği “Gülşah” filminden söz eden Koçyiğit, set anılarından gülümseyerek söz etti: “Gülşah Film’in ilk filmini kızımla çektik, çünkü o dönemde çocuk filmi yok denecek kadar azdı. Çocukların izleyebileceği filmler yapılmıyordu. Kızıma ‘Benim rol arkadaşım olur musun?’ dedim. Sette her çocuk gibi çok hareketliydi, bir sahneyi tekrar yapmayı pek sevmiyordu. O yüzden bir gün bana “Anne, ben şöhretli olmak istemiyorum’ dedi.”
Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Hülya Koçyiğit’e plaket takdim edilmesinin ardından söyleşi sona erdi.